Quantcast
Channel: Girişim Haber - Başarı Hikayeleri
Viewing all 248 articles
Browse latest View live

Sivaslı Mucitten Tasarruf Ettiren "Profesyonel Kat Kaloriferi"

$
0
0

Sivaslı 39 yaşındaki mucit Yusuf Zafer, geliştirdiği sistemle yılda 110 liraödeyerek hem evini ısıtıyor hem de elektrik ve sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Nasıl mı? Bizzat kendi geliştirdiği kat kaloriferi sistemiyle. İşte detaylar..

Sivas'ın Ulaş ilçesinde, ilkokul üçüncü sınıftan sonra eğitimine devam etmeyen ve çok az derecede okuma yazma bilen 39 yaşındaki Yusuf Zafer, geliştirdiği "profesyonel kat kaloriferi" ile yılda 110 liraödeyerek hem evini ısıtıyor hem de elektrik ve sıcak su ihtiyacını karşılıyor.

"Mucit Yusuf" Olarak Biliniyor

Ulaş'a bağlı Gürpınar köyünde yaşayan, ilkokul üçüncü sınıftan sonra eğitimine devam etmeyen ve çocuk yaşta oto elektrik-elektroniğe merak saran Zafer, çevresinde "Mucit Yusuf" olarak biliniyor. Yurt dışında iş makinelerinin tamiri konusunda uzun yıllar çalışan ve daha sonra kalorifer sistemleri üzerine yoğunlaşan 3 çocuk babası Zafer, 11 bin 700 liraya mal ettiği, antifriz basıncıyla çalışan "profesyonel kat kaloriferi" sayesinde evini tasarruflu şekilde ısıtıyor.

5 Yıldır Evinin Elektrik ve Sıcak Su İhtiyacını Karşılıyor

Bu makineyle 5 yıldır hem evinin ısınmasını sağlayan hem de elektrik ve sıcak su ihtiyacını karşılayan Yusuf Zafer, yıllar önce kalorifer sisteminin nasıl çalıştığını merak etmesi üzerine bir sistem geliştirmek için çalışmaya başlamış ve  2009 yılında "profesyonel kat kaloriferi"ni üretmiş.

24 Volt Elektrik Üretiliyor

Makinenin çalışma sistemi;

  • Sistem ilk olarak aküyle çalışıyor.
  • Daha sonra 7 dakika ısınan antifrizden elde edilen basınç, makinedeki çarkı döndürüyor ve 24 volt elektrik üretiliyor.
  • Bu sırada akü devreden çıkıyor. Trafoya aktarılan 24 volt elektrik, makinedeki kart sayesinde 220-380 volta yükseliyor.
  •  Elde edilen elektrik ile de sistem çalıştırılıyoryoruz. 5 yıldır kullanıyorum, bir arıza vermedi" dedi.

Sistemin çok masraflı olmadığını sadece 15 günde bir antifriz eklediğini belirten Zafer, makinedeki 100 litrelik su deposu sayesinde evini ısıtıp, sıcak su ihtiyacını karşılayabiliyor.

110 Liraya Isınma ve Elektrik İhtiyacı Karşılanıyor

Makineyle 8 kilovat saat elektrik üreten Zafer, bu elektriğin 6 kilovatının sistemin çalışmasına gittiğini, geri kalan kısmıyla da evinin ihtiyacını karşıladığını belirtti.

Yusuf Zafer, ebatları büyük olan makineyi evinin antresine kurmuş. Antifrizle çalışan makineye yılda 2 teneke antifriz alıyor. 2 teneke antifriz için ödediği 110 lirayla evinin 1 yıl boyunca ısınmasını, elektriğini ve sıcak suyunu karşılıyor.

Sistem istenildiği zaman devre dışı bırakılabiliyor ve şebeke elektriğine geçiş yapılabiliyormuş. Ayrıca makinenin içerisindeki termostat sayesinde hava sıcaklığına göre evin sıcaklığı otomatik olarak ayarlanılıyormuş.

Sıkışma, patlama ve zehirlenme riski yok"

Yusuf Zafer, makinenin patentini 2009 yılında almış. Yaptığı bu icat için Yusuf Zafer'e yaklaşık 30 bin lira verilmiş. Makinenin seri üretimi için girişimcilerden destek bekleyen Sivaslı Mucit, ürettiği cihazda sıkışma, patlama veya zehirlenme gibi risklerin bulunmadığını söylüyor.

Girişim Haber olarak Yusuf Zafer'i Tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Derleme haberimizi yatırımcı okurlarımızbaşta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Adanalı Bilim İnsanı "Canan Dağdeviren" Kalpten Enerji Üretecek

$
0
0

2009’da Türkiye’de ilk defa verilmeye başlayan ABD destekli Fullbright bursuyla ABD’ye giden ve doktorasını yapan Adanalı bilim insanı Canan Dağdeviren, kalp üzerine yerleştirilen ve kalbin kendi hareketiyle enerji üreterek, kalp pilini şarj eden bir aletüretti.

28 yaşındaki Adanalı Canan Dağdeviren, buluşuyla, kalp pili takan hastaları binlerce dolarlık kalp pili değiştirme külfetinden kurtardı.

Dağdeviren, kalp, diyafram ve akciğerlerin hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştürme ve bu enerjiyi depolama yeteneğine sahip olan, vücut içine yerleştirilebilen (implantable) bir aygıt geliştirmiş. PZT MEH adındaki buluş, saç telinden yüz kat daha ince olup kağıt gibi katlanıp bükülebilen ince bir teyp şeklinde ve doğrudan bir organ yüzeyine yerleştirilebilmekte.

Aygıt, birçokfarklı özelliğe sahip unsurlardan oluşmakta:

  • Yumuşak ve esnek biyouyumlu malzemeden bir alttaş (substrate),
  • Kurşun, Zirkonat Titanat (PZT, İngilizce baş harfleri) adlı bir malzemeden oluşan son derece ince bir aktif piezoelektrik bileşen,
  • Bu piezoelektrik bileşen iç organların mekanik hareketleri nedeniyle deformasyona uğrar ve eletrik enerjisi üretir,
  • Elektrik enerjisinin depolanabilmesi için elde edilen voltaj ve akımı değiştiren bir düzeltici ve elektrik enejisinin doplanlandığı bir mikro pil.

PZT ve pil arasındaki bağlantı çok ince ve hafif bir kablo olan iletken bant vasıtasıyla gerçekleştirilir. İnsan vücudunda kalp kası ritmik olarak kasılır; bu hareket yılda yaklaşık 40 milyon kez gerçekleşir. Aygıtın PZT bileşeni kalp kası ile bükülür, gevşer ve piezoelektrik özellikleri sayesinde bir elektrik akımıüretir.

Dağdeviren’in aygıtı ile ”günümüzde kullanılan boyutça büyük, maliyetli, ve kalp ile herhangi bir mekanik yakınlığı bulunması mümkün olmayan teknoloji” geride bırakılarak bilim tarihinde yeni kapılar açılıyor. Tamamen esnek, kağıt gibi katlanabilir-bükülebilir alet, kıvrımlı hatlara sahip organlar ile sıkı kontak kurabiliyor. Bu sayede enerji verimliliği yüksek ve organların hareketini sınırlamayan bir sistem oluşturulmuş oluyor. Bu aygıt; günümüzün elektronik dünyasında kullanılan kırılgan ve kalın silikon destekler üzerinde oluşturulmuş diğer aygıtlar nedeni ile ortaya çıkabilen sertlik, ağırlık gibi olumsuzluklar ya da kalbin doğal ritmini engellemeye ilişkin sonuçlar doğurmamakta.

Aygıt, Arizona Üniversitesi Sarver Kalp Merkezi’nde kalp boyutları insanınkine yakın olan koyun, dana ve domuz üzerinde başarılı ile denenmiş. Kalp, akciğer ve diyafram üzerine yerleştirilen sistemin işleyişine yönelik tatmin edici sonuçlar elde edilmiş.

Aynı zamanda laboratuvar ortamında, 20 milyon kere katlanıp büküldüğünde dahi aygıtın mekanik ve elektriksel olarak stabil olduğu kanıtlanmış. Yüksek elektriksel güç elde etmek için birden fazla PZT MEH’in gruplandırılmasının mümkün olduğu ispatlanmış. Spesifik olarak, beş adet PZT MEH’in seri şekilde bağlanarak klasik bir kalp pilini çalıştırmak için yeterli gücün (1.2 μW/cm2) elde edildiği gözlenmiş.

Aygıtın biyo uyumluluğunu sağlamak amacıyla, ince bir polimer katman ile vücut sıvısı izole edilip güç kaybı ya da bağışıklık tepkisi minimize edilerek aygıt enkapsüle edilmiş. Ayrıca, canlı metabolizmasıyla ile uyumunu kanıtlamak amacıyla yapılan kontrol deneyinde, fare kas hücrelerinin alet üzerinde sorunsuz büyüyebildiği görülmüş. Dokuz günlük kültürden sonra, hücreler aygıt yüzeyi üzerinde genişlemiş ve %96′dan fazlası canlı kalmış. 20 milyon kere katlanıp büküldüğünde dahi mekanik olarak sağlamlığını koruyabilen alet, 3.8 volt`luk pile enerji depolayabilmekte.

Dağdeviren, insanlar üzerinde uygulanacak testlere geçmeden önce, yapılması gerekli bir adım olan hayvanlar üzerinde uzun süreli (survival test) çalışmasına başlamak üzere izin almış. Bu çalışmada, PZT MEH bir hayvanın kalbine yerleştirilecek ve aygıtın işleyişine devam edip etmediği bir yıl boyunca gözlemlenecek. Şimdilik, Dağdeviren aygıtın vücutta 6 aya kadar güvenli şekilde çalışabileceğinden “kesinlikle emin” olduklarını ifade etmekte. Teorik hesaplamaları gerçekleştirmek için Northwestern Üniversitesi’nden (ABD) uzmanlar ile işbirliği yapılmış.

Kalıcı Pacemakerlar İçin Kalp Atışları

Dağdeviren tarafından tasarlanan, üretilen ve patentlenen teknoloji, her 7 veya 8 yılda bir pacemakerların pilinin değiştirilmesi için operasyon geçirmesi gereken milyonlarca kişinin yaşam kalitesinde nitel bir sıçrama yaratabilecek. Bu cerrahi işlem, hasta için ciddi bir risk ve yüksek bir sağlık maliyetini beraberinde getirmekte.

PZT MEH ile pacemakerlar ve ona bağlı diğer biyomedikal aygıtlar, pillerini taşıyıcının kalp atışı ile şarj edebilecek ve pillerin çok daha az sıklıkla değiştirilmesi sağlanacak. Bu aygıtlar, aynı zamanda, pacemakera erişemediği için dünyada her yıl hayatını kaybeden milyonlarca kişi olması sebebiyle de önem teşkil etmekte ve tedavinin daha kolay satın alınabilir olması ile geniş yankı uyandıracak. Dağdeviren’in kalp yetmezliği nedeniyle 28 yaşındayken vefat eden büyük dedesi gibi bu rahatsızlık sonucunda hayatını kaybeden kişilerin, PZT MEH uygulaması ile hayatta kalması sağlanabilir.

Dağdeviren 5 yaşında bir çocukken, hayal yaşını 28 olarak belirledi ve 28 yaşını doldurmadan önce, kalp sorunları yaşayan hastalara yardım etmeye karar verdi. Bunu gerçekleştirmek için seçtiği yol, Fizik ve Malzeme Bilimi’nden geçiyordu ve on yıldan fazla bir süre boyunca gerçekleştirdiği çalışmaları, hayata geçirdiği aygıtın bir ineğin kalbine yerleştirilmesi ile sonuçlandı.

Türkiye’de bulunduğu süreçte, Dağdeviren piezoelektrik olayın altında yatan teoriyi çalışmış ve biyomedikal aygıtlarda piezoelektrik malzemelerin nasıl uygulanabileceğini araştırmaya başlamış. Ancak, prototipler ağır ve sert olduğundan dolayı vücudun yumuşak dokularına bağlanması mümkün olmamış. Esnek ve biyo uygunluğa sahip olan aygıtlar elde etmek için gerekli üretim tekniklerini öğrenmek amacıyla 2009 yılında Türkiye’de ilk defa verilmeye başlanan Fullbright doktora bursunu kendi alanında ilk sırada kazanarak, Illinois’de Prof. John Roger’ın araştırma grubuna katılmış.

Ağustos 2014’ te Illinois Üniversitesi’nden doktora derecesiyle mezun olan Dağdeviren, şu an Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde, MIT (ABD) doktora sonrası araştırmalarına devam etmekte. Aynı zamanda, Dağdeviren PZT’ye dayalı aygıtlarının piyasaya sunulması düşüncesiyle Illnois ve Arizona Üniversiteleri (ABD) tarafından ortaklaşa kurulacak bir şirket çalışmalarına başlamış.

TPG Kredi Fonlarının bağımsız danışmanı ve MIT Technology Review Innovators Under 35 (MIT Teknoloji İncelemesi 35 Yaş Altı Mucitler) Yarışması jüri üyesi olan Paloma Cabello, Dağdeviren’in söz konusu teknolojisinin “çok geniş” etkiye sahip olduğunu ve aşağıda ifade edilen tüm nitelikleri karşıladığını belirtmiştir: “yıkıcı düşünce, teknolojik kapasite, küresel etki, piyasaya yaklaşma vizyonu ve cesaret. “

Dağdeviren, HarvardÜye kulübünün tarihinde seçilmiş ilk Türk bilim insanıGirişim Haber olarak Canan Dağdeviren'i tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Derleme haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dünya Müteahhitlerinin Zirvesine Bir Türk Seçildi!

$
0
0

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili Emre Aykar, dünya inşaat sanayinin en yüksek temsil organı Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA) Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

Türkiye müteahhitlik sektörü, Türkiye Müteahhitler Birliği’nin öncülüğünde uluslararası arenadaki etkinliğini hızla arttırmaya devam ediyor. Son olarak Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu’ndan (CICA) Türkiye’ye iyi haber geldi.

Paris’te gerçekleştirilen CICA Genel Kurul Toplantısı’nda, CICA Yönetim Kurulu Başkanı seçilen TMB Başkan Vekili Emre Aykar; böylece toplam 63 ülkenin üye olduğu, 5 trilyon ABD Doları iş hacmi ve yarattığı 150 milyon istihdamla dünya ekonomisinde önemli bir söz hakkına sahip CICA’nın başkanlığını yürütecek.

CICA Genel Kurulu tarafından alınan bu karar ile dünya inşaat sanayinin en yüksek temsil organlarından birinin başına bir Türk müteahhit getirilmiş oldu ve Emre Aykar, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren bu başkanlık görevine resmen başladı.

Kararın oy birliğiyle alındığını vurgulayan Aykar, “Kişisel olarak çok mutluyum ancak Türkiye inşaat sektörünün bir temsilcisi olarak uluslararası düzeyde en üst kuruluşunun başında olmak çok daha büyük bir gurur. Bu görevin bana verilmesi Türk müteahhitlerinin yurt dışında gösterdikleri başarıların da bir sonucudur.” şeklinde konuştu.

Türkiye Müteahhitler Birliği'nin girişimleri ile Türkiye; 2012 yılında sektörün Avrupa çapındaki çatı kuruluşu olan Avrupa İnşaat Sanayi Federasyonu (FIEC) yönetiminde Almanya, Fransa ve İtalya’nın yanı sıra daimi üyelik hakkını elde eden dördüncü ülke olmuştu. Yapılan seçimlerde TMB Başkan Vekili ve Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Emre Aykar, 29 ülkeden 33 birliği temsil eden FIEC’in Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmiş, ardından FIEC’i temsilen Dünya Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA)'nun Kıdemli Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmişti.

Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA):

Confederation of International Contractors Associations

CICA, 1974 yılında, Avrupa İnşaat Sanayi Federasyonu (FIEC), Güney Amerika Müteahhitleri Federasyonu (FIIC), Kuzey Amerika Müteahhitler Federasyonu (FUSCCA) ve Arap Müteahhitleri Federasyonu (FAC) tarafından kurulmuş, merkezi Paris’te olan kar aracı gütmeyen bir uluslararası birlik.

CICA’nın yapılanmasına bakıldığında tüm dünyayı kapsayan bir niteliğe sahip. Bugün Çin Uluslararası Müteahhitler Birliği (CHINCA), Japon Uluslararası Müteahhitler Birliği (OCAJI), Fransız Bayındırlık Müteahhitleri Birliği (FNTP), Kanada Müteahhitler Birliği (CCA), Brezilya İnşaat Sanayicileri Odası (CBIC) ve Avrupa Uluslararası Müteahhitleri (EIC) de CICA’nın üyeleri arasında.

Küresel inşaat sektörü adına konuşan ve sorunları dile getiren CICA; üye federasyonları, bağlı kuruluşları ve uluslararası kurumlarla yürütmekte olduğu işbirliği ve etkileşim çerçevesinde oluşturduğu bu yapısı ile Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Çok Uluslu Kalkınma Bankaları, OECD, Uluslararası Ticaret Örgütü, Dünya Ticaret Odası ve FIDIC ile ortak çalışmalar yürütüyor ve dünya inşaat sanayinin en yüksek temsil organı olarak kabul görüyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tmb.org.tr ve Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA) hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz de www.cicanet.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi inşaat sektöründe faal okuyucularımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Engelli Bireyler İçin Bir Kariyer Girişimi: Engelsiz Kariyer!

$
0
0

Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar programı, altıncı sezonunda da toplumsal sorunlara çözüm üreten “sıra dışı kişilerin olağanüstü öyküleri"ni anlatmaya devam ediyor. 

Yapılan çalışmaların kısa videolarının hazırlanarak internet ortamında paylaşılmasına dayanan Fark Yaratanlar programı, çalışmaların izleyenlere ilham vermesini, bu sayede toplumsal gelişmeye aktif katılımı artırmayı amaçlıyor. Bu sezonun yedinci fark yaratanı, Mehmet Kızıltaş’ın kurduğu www.engelsizkariyer.com oldu.

“İş dünyasında engellilere istihdam ve kariyerde fırsat eşitliği” düşüncesinden hareketle kurulan www.engelsizkariyer.com, iş arayan engelliler ile engelli çalışan arayan işverenlerin internet ortamında buluştukları Türkiye’nin ilk engelli kariyer ve insan kaynakları portalı olma özelliğini taşıyor. Sistem, engellilerin iş dünyasında daha vasıflı bireyler olmasına öncülük etmeyi amaçlıyor. www.engelsizkariyer.com’da iş fırsatları, online eğitimler, proje ve etkinlikler, kariyer söyleşileri ve geniş bir bilgi bankası bulunuyor.

İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmette Dünya Birincisi

Sektörde yarattığı inovatif değer ve sosyal fayda ile birçok ödüle layık görülen www.engelsizkariyer.com, 2012 yılında gerçekleştirilen Ten Outstanding Young Person (TOYP) yarışmasında İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmet kategorisinde birinciliğiTürkiye’ye kazandırdı ve 2013 yılında dünya ödülleri sıralamasında Türkiye’yi temsil etti. 150 proje arasında yapılan oylama sonrasında aynı kategoride dünya birinciliğine, genel oylamada ise dünya ikinciliğine layık görüldü.

Engelsiz Kariyer, engellilerin doğru anlaşılması ve istihdamına engel olan önyargıların kırılması için de çalışmalar yürütüyor. Eğitim ve sertifika programları aracılığıyla işverenleri engelli istihdamına teşvik etmeyi ve engellilerin iş dünyasında yaşadıkları ya da yaşayacakları problemleri ortadan kaldıracak, kaliteli işgücü piyasası oluşumuna katkı sağlayacak gerçek çözümler üretmeyi hedefliyor.

Engelsizkariyer.com’da özgeçmişlerini oluşturan kişiler kariyerlerini profesyonel olarak yönetme şansı elde ediyor. İŞKURÖzel İstihdam Bürosu lisansı ile faaliyet gösteren web sitesinin veri tabanında 7.000 engelliye ait özgeçmiş yer alıyor.

Türkiye’nin ilk engelli kariyer ve insan kaynakları portalı www.engelsizkariyer.com hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.engelsizkariyer.com ve www.farkyaratanlar.org web adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi engelliler ve engelli çalışan arayan işveren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişim Fabrikası’nda Hayat Bulan “eBrandValue” Silikon Vadisinde!

$
0
0

Uyguladığı özel girişimcilik eğitim programları ile dünya çapında yüksek etki yaratmayı hedefleyen yenilikçi girişimleri daha hızlı başarıya ulaştıran Girişim Fabrikası’nın destek verdiği girişimlerinden birisi olan eBrandValue dünya ekosisteminde görücüye çıkıyor.

Özyeğin ÜniversitesiÖğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Akçura ile finans uzmanı Ayşe Akçura tarafından 2012 yılında Girişim Fabrikası desteği ile kurulan eBrandValue,  kısa sürede önemli bir başarı elde ederek,  ABD’nin en büyük girişim hızlandırma programı olan Y Combinator’un “girişim geliştirme kampı”na katılma hakkı elde etti.

eBrandValue, Y Combinator’ın dünya çapında seçilen sadece 112 girişime sunduğu 3 aylık eğitim ve 120 bin dolarlık maddi desteğini alarak Mart ayı sonunda Silikon Vadisi’nde gerçekleştirilecek Demo Günü’nde yatırımcılarla buluşacak.

eBrandValue, internette insanların yaptıkları sohbet ve konuşmaları kullanarak, hem teorik hem de pratikte etkinliği kanıtlanmış bir algoritma yardımıyla marka değeri oluşturan, bu değeri etkileyen kritik istihbaratları bulup Internet üzerinden interaktif bir şekilde veya e-posta yoluyla raporlayan dünyada eşi ve benzeri olmayan bir hizmet.

eBrandValue’nun dünya genelindeki yeni girişimler için en önemli vitrini konumundaki girişim programı Y Combinator’un Demo Günü’ne katılacak olmasının kendilerini çok gururlandırdığını belirten Girişim Fabrikası Direktörü İhsan Elgin: “eBrandValue Özyeğin Üniversitesi’nde akademisyen olan Tolga Akçura ve ortakları ile Girişim Fabrikası’nda dünyada benzeri olmayan bir fikir olarak ortaya çıktı. TÜBİTAK projesi olarak 50 bin liralık sermaye ile kurulan eBrandValue, Girişim Fabrikası bünyesinde şirketleşerek kısa sürede şirket değerini katlayarak büyüttü. Dünyanın en büyük girişim hızlandırma programı olan ve bugüne kadar yeni girişimlere 5 milyar dolara yakın fon girişi sağlayan Y Combinator’da mart ayı sonunda gerçekleşecek Demo Günü’ne katılacak olan eBrandValue’nun burada yatırımcılardan önemli bir fon desteği alacağına ve kısa sürede de Türkiye’den çıkan global bir marka olarak adından söz ettireceğine inanıyorum.” diye konuştu.

Girişim Fabrikası Sınırları Aştı

Açıklamalarında Girişim Fabrikası’nın geldiği noktaya da değinen İhsan Elgin, çok genç denilebilecek bir program olmalarına rağmen bugün bölgesel bir hub (ağ) konumuna ulaştıklarını belirterek şunları söyledi: “ Girişim Fabrikası’na bugüne kadar 1900 yeni girişim fikri başvurusu oldu ve bunlardan 29’u başarılı bir şekilde hayat buldu. Bu girişimler 50’inin üstünde istihdam yaratırken, 6.5 milyon TL’lik bir ekonomik değer yarattık. Bugün ülkemizde yeni girişim denildiğinde ilk akla gelen programların başında gelmenin ve artık kendi ayakları üzerinde durabilen bir program olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu başarılı trendimiz artık ülke sınırlarımızı aşmaya başladı. 2013 yılında Yunanistan’da açtığımız programımız başarılı bir şekilde büyümesine devam ediyor. Ermenistan’a programımızı tanıtıyoruz.  Azerbaycan ve İran’da programımızı açmaya yönelik çalışmalarımız var. Suudi Arabistan’ın önde gelen üniversitelerinden King Abdullah Üniversitesi’ne eğitimler verdik. Kısa süre önce de İngiltere’den program işbirliği konusunda teklif aldık.

Girişim Fabrikası

2011 senesinde Özyeğin Üniversitesi bünyesinde kurulan Girişim Fabrikası, yoğun rekabet içindeki kurumların, girişimlerin ve STK’ların iş modellerini güçlendirmelerini, az kaynakla kısa zamanda yenilikçi iş modelleri geliştirmelerini sağlayan, çalıştay ve mentorluk odaklı bölgesel iş hızlandırma programı. Turkcell, TEB, SAP, Mastercard ve Intel gibi kurumlar tarafından desteklenen program, dünya çapında yüksek etki yaratmayı hedeflemiş, ölçeklenebilir ve yenilikçi girişimleri hedeflerine daha hızlı ulaştırmak için tasarlanmış, mentorluk odaklı ve girişim sermayesi destekli, Yunanistan ve Türkiye’de hizmet veren girişimcileri geliştirmeyi amaçlıyor. Programdan 4 yılda 1900 başvurudan 29 girişim mezun olurken, 56 kişilik istihdam ve 6.5 milyon TL’lik ekonomik değer yaratılmış.

Y Combinator

Dünyanın en büyük girişim hızlandırma programı olan Y Combinator, kurulduğu 2005 yılından bugüne 700 girişime destek verdi. 1400 kurucunun mezun olduğu programdan çıkan girişimlerin toplam değeri 30 milyar dolara ulaşmış.  Mezun girişimlerden 3 milyar dolara yakın bir gelir elde eden Y Combinator, yılda iki kez Demo Günü düzenleyerek buraya katılmaya hak kazanan girişimleri yatırımcılarla buluşturuyor. Demo Günüöncesi start-up’lara (son seferde 112) 120 bin dolar yatırım yapan Y Combinator, bu start-up’ları 3 aylığına Silikon Vadisi’nde konuk ediyor. Burada onlarla yoğun bir şekilde birlikte çalışarak iş modellerini şekillendiriyor ve şirketlerini yatırım almaya hazır hale getiriyor. Ancak Y Combinator’ın işi Demo Günü’nde bitmiyor. Hem Y Combinator ortakları hem de mezunlarının network’ü girişimcilere şirketlerinin ömrü boyunca yardımcı olmaya devam ediyor. Y Combinator’ın ortakları arasında yeni girişim fikrinde dünyanın en önemli isimleri arasında yer alan Paul Graham, Sam Altman, Robert Morris, Trevor Blackwell ve Jessica Livingston gibi isimler yer alıyor.

eBrandValue

Tolga Akçura’nın Amerika’daki akademik kariyeri sırasında pazarlama alanında kanıtlanmış bir teoriyi sosyal medyaya uyarlama fikri olarak doğan eBrandvalue, Tolga Akçura ve Ayşe Akçura tarafından 2012 yılındahayata geçirilmiş. Özyeğin Üniversitesi’nde Doçent olan Tolga Akçura yine üniversite bünyesindeki Girişim Fabrikası’nda eBrandValue’yu kurmuş.

Girişim Fabrikası hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.girisimfabrikasi.com'u, eBrandValue hakkında daha detaylı bilgi edinmek için ise www.ebrandvalue.com web adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Girişim Haber olarak Girişim Fabrikası ekibini ve eBrandValue ekibini tebrik ediyor, haberimizi girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Teknoloji Merkezi İneo, Tübitak Desteğine Hak Kazandı!

$
0
0

Türkiye’nin eğitimde öncü kuruluşlarından olan Kadir Has Üniversitesi; bünyesindeki Girişimcilik, Yenilikçilik ve Teknoloji Transferi Araştırma ve Uygulama Merkezi (İNEO), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)Teknoloji Transfer Ofisi destek programına girmeye hak kazandı.

Kadir Has Üniversitesi, bu başarısıyla, TÜBİTAK’ın “Teknoloji Transfer Ofislerine Yönelik Hazırlık, Başlangıç ve Kapasite Artırımı Sağlanması ve Uygulanması” başlıklı çağrısına başvuruda bulunan ve hibe desteği alan 9 üniversiteden biri oldu.

İNEO, TÜBİTAK’ın Yenilik Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı kapsamında 2 yıl süreyle, yılda 500 bin TL olmak üzere toplam 1.000.000 TL değerinde hibe desteği alacak.

Kadir Has Üniversitesi'nin "yeni nesil üniversite" vizyonu doğrultusunda kurulan Girişimcilik, Yenilikçilik ve Teknoloji Transferi AUM, 2014 yılında INEO adıyla faaliyetlerine başladı. Kurucusu merhum hayırsever işadamının Kadir Has’ın "Vatan borcu ödüyorum" felsefesi doğrultusunda ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunma misyonunu benimseyen Kadir Has Üniversitesi’nin öncelikli hedefleri arasında üniversitenin öğrenci, akademisyen, çalışan ve mezunlardan oluşan eko-sistemin girişimcilik, yenilikçilik ve teknolojiye ilişkin farkındalıklarını arttırmak ve onları etkin birer araç olarak kullanabilmelerini sağlamak yer alıyor.

Kadir Has Üniversitesi, 21. yüzyılın yeni nesil üniversitesi olarak, INEO'nun girişimcilik ve yenilikçilik eko-sistemi ile en ileri teknoloji, en yaratıcı tasarım, en kârlı iş, en etkin iletişim, ve en titiz hukuksal çerçeveyi bir araya getirebilecek niteliklere sahip girişimlerin öncüsü ve merkezi olmayı hedefliyor.

Girişimcilik, Yenilikçilik ve Teknoloji Transferi Araştırma ve Uygulama Merkezi (İNEO) hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.khas.edu.tr/ineo web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin İlk Elektrikli Taksisi DMA Yollarda!

$
0
0

Çalışmalarını Türkiye’de sürdüren Derindere Motorlu Araçlar (DMA)şirketi Türkiye’nin ilk elektrikli taksisini üretti. Araç, düşük kullanım maliyeti ve çevreci özellikleriyle dikkat çekiyor.

Avrupa’nın önemli metropolleri taksilerin tamamen elektrikli olması için çalışmalar başlatırken, DMA yetkilileri İstanbul’da faaliyet gösteren 18 bin taksinin fosil atıktan elektriğe geçmesinin herkes için kazançlı bir dönüşüm olacağına inanıyor. Türkiye’nin ilk elektrikli taksisini üreten firmanın ortağı Önder Yol’a göre, geleceğin ulaşım teknolojisi elektrik:

İstanbul’daki taksilerin tamamı elektrikli olursa yılda 1 milyar Türk Lirası gibi bir tasarruf sağlanabilir. 2006 yılında ürettiğimiz ilk elektrikli aracın menzili yalnızca 60 kilometreydi ve yokuş çıkamıyordu. Bugün geldiğimiz noktada ise performans açısından fosil yakıtlı araçlardan aşağı kalmayan, birçok yönüyle de üstün olan bir aracımız var. Saatte 160 kilometre hıza ulaşıyor, 12 liraya mal olan tek seferlik şarj ile 420 kilometre yapıyor. Bu rakamlar ile aracımız, fosilli yakıtla çalışan en tasarruflu rakibinin onda biri kadar maliyetle çalışıyor.

Japon malı bir aracın içine monte edilen elektrikli sistem, başka marka ve modellere de uyarlanabiliyor. Piller Çin’den, motor kısmı Amerika’dan. Ama aracı Türk yapan en önemli bölümü elektronik beyni. Tamamen Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve yazılımları Türkiye’de hazırlanan bu ünite, aracı daha ekonomik ve güvenli hale getiriyor. Araç bilgisayarındaki özel yazılım, pilleri en üst verimle kullanırken, aşırı ısınma ile hasar görmelerini de engelliyor. Araç sürücüleri, akıllı telefonlar yardımı ile pillerin şarjını, tahmini menzili öğrenebiliyor ve daha birçok özelliğe uzaktan ulaşabiliyor.

Boğaziçi Mezunu Taksi Şoförü

DMA’nın ürettiği ilk Türk malı elektrikli taksinin şoförlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Bölümü mezunu Mert Al yapıyor. Yaklaşık dört aydır elektrikli taksinin koltuğuna oturan Al, aslında aracın test pilotluğunu da yapıyor:

Elektronik ile uğraşıyordum. Fakat iş yerimi kapattıktan sonra taksi şoförlüğüne başladım. Bu aracı bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıdım. Bana aracı kullanmayı teklif ettiklerinde seve seve kabul ettim. Sürüş sırasında güvenli ve çok huzurlu bir araç. Ticari olarak çok başarılı buluyorum. Yaklaşık 4 aydır kullanıyorum. Ekonomisinin yanında performans olarak da çok iyi. Müşterilerin de çok hoşuna gidiyor. Onlara bu teknolojiyi de tanıtmış oluyorum.

Üretici firma yılda bin 200 adet elektrikli araç üretebilme kapasitesine sahip. Şu anki üretim rakamları ile tek bir aracın maliyeti 160 ile 180 bin Türk Lirası arasında değişiyor. 3 yıl veya 300 bin kilometre garantiye sahip olan aracın pilleri, her gün şarj edilse bile, 6 yıl kadar üst düzey verim sağlıyor. Aracın üreticileri, üretilen araç sayısının artması ile maliyetlerin normal araç seviyesine düşürülebileceğini söylüyor.

Dünya Elektrikli Aracı Destekliyor

Elektrikli taksinin üreticileri, yerel yönetimlerin ve devletin elektrikli araç üretimini desteklemesi gerektiğini düşünüyor. DMA Yönetim Kurulu Başkanı Öder Yol, dünyadaki uygulamaları şöyle anlatıyor:

Türkiye’nin de bu yolda bir yol haritasına ihtiyacı var. Yan sanayisi ile üreticisi ile bu sektörün Türkiye’de gelişmesi gerekir. İngiltere 2018 itibarı ile yalnızca elektrikli motora sahip taksilere ruhsat vermeye hazırlanıyor. İskandinav ülkeleri, elektrikli araçları teşvik için, vergileri sıfırladı. Fransa gibi bazı ülkelerde elektrikli araçlardan park ücreti alınmıyor. Türkiye’de araç şarj istasyonlarının AVM ve büyük otoparklarda zorunlu hale getirilmesi gibi öncü adımlar atıldı. Bunun devamının gelmesini bekliyoruz.

Türk üretimi elektrikli araç DMA plus’ın boş pili, şarj istasyonlarında 2 saat 15 dakikada, 220 voltluk şehir şebekesine bağlandığında ise 6 saatte tam olarak doluyor. 0’dan 100 kilometre sürate 11.9 saniyede çıkan elektrikli aracın motor gücü, ortalama olarak yaklaşık 83 beygir ve 112 beygire kadar çıkabiliyor.

Araç Türk Standartları Enstitüsü (TSE), Sanayi Bakanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) denetiminde Türkiye’de tip onay belgesini aldı. Firma yetkilileri, yabancı ülkelerde de satış yapmak için gerekli girişimlerin başlatıldığını söylüyor.

Türkiye’nin ilk elektrikli taksisi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz dmaoto.com/tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Al Jazeera kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

“TEYDEB Başarı Hikayeleri” Kitabı Yayımlandı, Okudunuz mu?

$
0
0

Özel sektöre yönelik araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik destek programları kapsamında, TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen sanayicilerin başarılı çalışmaları, kitap olarak yayımlandı.

TEYDEB Başarı Hikayeleri” kitabında, TEYDEB’in 12 farklı destek programı altında desteklediği Ar-Ge faaliyetleri ile ürün geliştiren sanayicilerin başarı hikayeleri yer alıyor.

Desteklenen ve sonuçlanan projelerden bazılarının diğer sanayicilerimize örnek teşkil etmesi amacıyla yer aldığı “TEYDEB Başarı Hikayeleri” kitabında sanayicilerin çalışmaları; Bilişim Teknolojileri Grubu (BİLTEG), Biyoteknoloji, Tarım, Çevre ve Gıda Teknolojileri Grubu (BİYOTEG),  Elektrik ve Elektronik Teknolojileri Grubu (ELOTEG), Makine İmalat Teknolojileri Grubu (MAKİTEG), Malzeme, Metalurji ve Kimya Teknolojileri Grubu (METATEG), Ulaştırma, Savunma, Enerji ve Tekstil Teknolojileri Grubu (USETEG) alt başlıkları altında yer alıyor.

TEYDEB Başarı Hikayeleri” kitabının elektronik versiyonuna ulaşmak isteyen okurlarımız burayı ziyaret edebilirler.

TÜBİTAK kaynaklı haberimizi sanayici okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Dünya Kadın Liderliği Ödülü TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut'a Verildi!

$
0
0

Uluslararası “World CSR Day” kuruluşu tarafından her yıl düzenlenen “Dünya Kadın Liderliği Ödülleri14 Şubat 2015’teHindistan’da yapılan bir törenle sahiplerine verildi. Türkiye adına ödüle Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut layık görüldü.

Bulut, Türkiye’de kadınların statüsünün yükseltilmesi, kadın inisiyatifinin güçlendirilmesi, lider konumda kadınların sayılarının artması için ulusal ve uluslararası alanda yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle ödüle sahip oldu.

Ödülle ilgili olarak törende konuşan Bulut, şunları söyledi:

Çok Önemli Bir Ödül

Bugüne dek yaptığım çalışmaların yerine ulaştığını göstermesi ve kadın sorunları konusunda özveriyle çalışma şevkimi daha da güçlendirmesi bakımından bu ödül benim için son derece kıymetli ve özellikle anlamlı olmuştur. Kadınlar olarak bizlerin de gelecek nesiller için her platformda daha fazla çalışması gerekiyor. Dünyayı bu denli etkileyebilen alanlarda, kadınların en azından yüzde elli oranında söz sahibi olmaları, karar alıcı mercilerde bulunmaları dünyayı daha yaşanır bir yer haline getirecektir.

Türkiye adına bu ödülü almaktan büyük gurur duyduğunu belirten Bulut; "Kadınların karar mercilerinde daha etkin olduğu bir dünyada savaşların ve yoksulluğun ortadan kalkacağı düşüncesindeyim. Kadın sorunlarına tüm dünyanın aynı ölçüde duyarlılık göstermesi gerekir. Kadınlar ekonomik ve politik alanlarda erkeklerle birlikte yürüdüğü ve kararları uygulayan konumdan, kararları alan konumlara yükseldiğinde inanıyorum ki, dünyayı değiştirebilmemiz mümkün olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Sözlerinin sonunda dayanışma mesajı veren Bulut; “Kadınlar olarak; yaşadığımız dünyaya dair söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok şeyimiz var. Ama bizler yol almak için el ele vermeliyiz. Eğer bunu yapabilirsek; fikirlerimizi birleştirebilir kendimiz, çocuklarımız ve tüm dünya için bir gelecek inşa edebiliriz.” dedi.

Bu yıl Hindistan’ın Mumbai şehrinde üst düzey bir katılımla gerçekleştirilen “Dünya Kadın Liderliği Konferansı ve Ödülleri”nin  2016 yılında da Türkiye’de yapılması yönünde görüşmelerin başlatılmasına karar verildi. Uluslararası düzeyde önde gelen isimlerin katıldığı konferansın sonunda, küreselleşen dünyada birlikte yol almanın önemi dile getirilirken, yayınlanan sonuç bildirgesinde dünyanın bölgesel kadın liderlere ihtiyacı olduğuna vurgu yapıldı.

Dünya Kadın Liderliği Ödülleri ve Konferansı hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizwww.worldwomenleadershipcongress.org web adresini, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) hakkında detaylı bilgi için ise www.tikad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Derleme haberimizi kadın okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin En Zenginleri Holdinglerini Nasıl Kurdular?

$
0
0

Sıfırdan milyarder olanların ortak bir stratejisi var. O da risk almak. Peki Türkiye'nin en zenginleri holdinglerini nasıl kurdular? İş hayatına nerede atıldılar?

İşte Türkiye’nin en zenginlerinin holding kurma hikayeleri:

Eczacıbaşı
Eczacıbaşı Holding'in kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı; Heidelberg, Chicago ve Berlin Üniversitelerindeki kimya yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra, 1941 yılında Istanbul'da bir ilaç laboratuvarı kurdu. İlk üretime burada başlandı.

Eczacıbaşı tarafından 23 Kasım 1952'de açılan ilk modern Türk ilaç fabrikası, takip eden yıllarda gelişerek her türlü ürünü üretebilecek konuma geldi. Eczacıbaşı, dördü yabancı ortaklı olmak üzere toplam 41 kuruluşu, 11.730 çalışanı ve 2012 sonu itibariyle 2,6 milyar Avro cirosu ile Türkiye'nin önde gelen sanayi toplulukları arasında yer alıyor.

Sabancı

1925 yılında pamuk ticaretine başlayan Hacı Ömer Sabancı, birçok iş alanında faaliyet gösterdi ve Bossa, Yağsa, Sapeksa gibi fabrikaların kurulmasına öncülük etti.

Hacı Ömer Sabancı'nın ölümünden 1 yıl sonra 1967'de Hacı Ömer Sabancı Holding kuruldu. Bünyesine birçok yeni şirket katan Sabancı Holding bugün İMKB’de en yüksek halka açıklık oranına sahip holding.

Koç

16 yaşında Ankara'da babasının açtığı bakkal dükkânı ile ticaret hayatına atılan Vehbi Koç, Koç Topluluğu'nun resmi kuruluşunu simgeleyen 31 Mayıs 1926'da, Koçzade Ahmet Vehbi adıyla Ankara Ticaret Odası'na kaydolup, 1938 yılında Koç Ticaret A.Ş.'yi kurdu.

Ulaşılması hedeflenen hızlı büyüme ve gelişmeyi, daha uygun bir örgütleme ve daha kurumsal bir yapı altında gerçekleştirebilmek amacıyla 1963'te Koç Holding A.Ş. kurulur ve Vehbi Koç, Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

1970'lerde Koç Topluluğu, gelişimini hız kesmeden sürdürerek bünyesine yeni şirketler katarak; ihracata yönelir ve dış ticaret şirketleri kurar. Türkiye'nin en büyük şirketler topluluğu olan Koç Holding bugün dünyanın 217. büyük şirketi.

Doğuş

1950'de daha sonra Doğuş Holding'in temeli olacak olan şirketini 9 bin lira sermaye ile kuran Ayhan Şahenk, irili ufaklı 16 baraj ve toplam 66 inşaat projesini gerçekleştirdi.

Türkiye'nin baraj yapan ilk inşaat şirketi olan Doğuş İnşaat, grubun büyümesinin motoru oldu. Finans, otomotiv, inşaat, medya, turizm ve hizmetler, gayrimenkul, enerji ve yeme-içme olmak üzere sekiz sektörde faaliyet göstermekte olan Holding, Türkiye'nin önde gelen grupları arasında yer alıyor.

ENKA

İnşaat mühendisi Şarık Tara ve eniştesi Sadi Gülçelik tarafından 1957 yılında kurulan ENKA Kollektif Şirketi daha sonra Anonim Şirket'e, 1972'de de ENKA Holding A.Ş.’ye dönüştü.

1960’larda, ENKA ilk yatırımlarını, Pimaş Plastik ve Altaş Çelik El Aletleri fabrikalarının kuruluşu ile iki imalat sanayine yapıyor ve 1967’de, on yıllık hızlı bir büyüme döneminin ardından, ortaklık anonim şirkete dönüştürülmüş ve adı “ENKA İnşaat ve Sanayi Anonim Şirketi” olarak değiştirilmiş. ENKA uluslararası inşaat projeleriyle Türkiye'nin önemli şirketleri arasında.

Fiba

1987 yılında Hüsnü Özyeğin tarafından kurulan Fiba Holding, ilk bankacılık faaliyetlerine Finansbank ile başladı. Yatırım alanlarını çeşitlendiren Fiba, birçok yeni sektöre adım attı.

Fiba Holding; finans, perakende, medya, enerji, pazarlama, telekomünikasyon, kimya, enerji, inşaat ve yapı malzemeleri, sigortacılık, taşımacılık, turizm, sosyal hizmetler ve diğer alanlarında faaliyet gösteren, Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından biri.

Yıldız Holding

Yıldız Holding’in tarihi, 1944 yılında, Ülker markasını taşıyan ilk pötibör bisküvinin imalatıyla başladı. Sabri Ülker’in Eminönü Nohutçu Han’da ağabeyi Asım Ülker ve üç çalışma arkadaşıyla birlikte ürettikleri bu bisküvi, kurumsal tarihe ilk ürün olarak geçti.

Yıldız Holding Sabri Ülker’in önce bisküvi, ardından çikolata ürünlerine verdiği ve büyüttüğü ‘Ülker’ markası ile bilinen işinin sağlam kökleri üzerinde yükseldi.

Yıldız Holding 2012 yılında 12.4 milyar lira brüt cirosuyla yalnız Türkiye’de değil, dünyada da saygı gören kuruluşlardan biri olmayı başardı.

Çukurova Holding

Mehmet Emin Karamehmet tarafından Mersin - Tarsus'ta kurulan her biri alanında öncü toplam 152'ün üzerinde bağlı şirketi ve iştirakiyle Çukurova Holding; sanayi, inşaat, bilgi ve iletişim teknolojileri, medya, taşımacılık, finans, enerji ve hizmet sektörlerini kapsayan geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor.

Akkök Holding

1943 yılında İstanbul’a gelerek, Sultanhamam’da iplik ve kumaş ticaretine başlıyan Raif Dinçkök, 1952 yılında Akkök Holding'i kurdu.

Raif Dinçkök, daha sonraki yıllarda,oğulları ve profesyonel kadroları ile birlikte Ariş, Dinarsu, Aksa, Ak-Al, Ak-Kim, Ak-Tops ve Akenerji tesislerini faaliyete geçirdi.

Bugün, biri yurt dışında olmak üzere 17 ticaret ve sanayi şirketinin yanı sıra farklı sektörlerde toplam 18 üretim tesisiyle kimya, enerji ve gayrimenkul alanlarında faaliyet gösteriyor. 2012 yılında 3142 milyon ABD doları tutarında kombine ciro gerçekleştiren Akkök Holding, Türkiye'nin en önemli holdingleri arasında yer alıyor.

Borusan Holding

İş hayatına 1944 yılında öğrenci iken babasının kurduğuİstikbal Ticaret’te başlayan Asım Kocabıyık, Sanayi yatırımlarına 1958 yılında Borusan Boru Sanayii A.Ş. ile adım attı.

1972’de Borusan Holding’i kurarak topluluğun ilk adımını atarak 57 yıl liderliğini yaptığı grubu bugün 6 bin kişinin çalıştığı, çelik, distribütörlük, lojistik ve enerji alanlarında faaliyet gösteren bir dünya şirketi haline getirdi.

Anadolu Holding

Anadolu Grubu’nun kurucuları İzzet Özilhan ve Kamil Yazıcı 1949 yılında tanıştı. İzzet Özilhan, İstanbul Tarlabaşı’nda küçük bir bakkal dükkanı sahibiyken; Kamil Yazıcı, askerlik görevi için İstanbul’a gelmişti.

Anadolu Grubu’nun ilk şirketi olarak 1960 yılında kurulan Çelik Motor, faaliyetlerine Jawa motosiklet, Puch mobilet ve Skoda kamyonetlerinin satışıyla başladı.

Daha sonra birçok iş alanında da faaliyet göstermeye başlayan Anadolu Holding, ana faaliyet sektörleri olan içecek, otomotiv, finans ve perakendenin yanı sıra; gıda, sağlık, enerji, elektronik, bilişim ve turizm sektörlerinde de yatırımlarıyla Türkiye'nin en önemli holdingleri arasında.

Sanko Holding

1904 yılında Gaziantep'de Sani Konukoğlu'nun girişimleriyle ile holdingin ilk işletmesi sayılabilecek bir dokuma tezgahı ile faaliyetlerine başlayan Sanko Holding, 1966 yılında Hilal Kollektif Şirketi'nin kurulmasıyla birlikte büyümesini sürdürdü.

1996 yılında grup bünyesinde bulunan şirketleri Sanko Holdingçatısı altında topladı. İnşaat, tekstil, otomotiv, sağlık, eğitim, gıda ve enerji alanlarında yer alan Sanko Holding, Türkiye'nin uluslararası piyasada faaliyet gösteren önemli kuruluşlarından birisi.

Boyner Holding

Boyner Holding, 1952 yılında Altınyıldız Mensucat ve Tekstil Fabrikası'nın kurulmasıyla faaliyete geçmiş olup 1971 yılında Beymen markası yaratılmışve şirket 1991 yılında halka açılmış. Boyner Holding Türkiye'de perakende sektörünün en önemli oyuncularından.

Boydak Holding
1957 yılında Kayseri'de Sami ve Mustafa Boydak tarafından kurulan Boydak Holding, 1974 yılında HES kablo ile faaliyet alanını geliştirdi.

Mobilya, kablo, demir, çelik, tekstil, kimya, pazarlama, lojistik, teknik servis, havacılık, finans ve yurtdışı faaliyetler hizmetleri alanlarında faaliyet gösteren Boydak, Türkiye'nin en büyük şirketlerinden.

Vakko

İş hayatına Mahmutpaşa'da çırak olarak başlayan Vitali Hakko, daha sonra Kupidis mağazasına tezgahtar olarak geçti. 1934 yılında şapka devriminin ilk günlerinde Hakko, kendine ait ilk mağaza olan Şen Şapka’yı 1934 yılında Sultanhamam’da açtı.

1962 yılında Beyoğlu'nda ilk mağazasını açan Vitali Hakko, Türkiye'yi modern mağazacılık anlayışıyla tanıştırdı. Vakko, Türkiye'nin en önemli ve öncü Tekstil devlerinden biri.

HaberTürk kaynaklı haberimizi girişimci ve girişimci adayı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye İMSAD, Türk İnşaat Sanayiinin 30. Yıl Kitabını Yayınladı!

$
0
0

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından, sektöründe bir ilk olan “30. Yıl” kitabı yayınlandı. 30. Yıl kitabı, 1984 yılında İstanbul’da Salı Pazarı’nda kurulan Türkiye İMSAD’ın, geçmişten günümüze Türk inşaat malzemesi sanayinin kilometre taşlarının resmi güncesi niteliğindeki önemli belgelerden oluşuyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın ekonomi ve inşaat sanayisine ilişkin görüş ve değerlendirmelerinin yer aldığı Türkiye İMSAD’ın 30. Yıl kitabında, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes ile bugün Türk sanayinin duayenleri olan TürkiyeİMSAD’ın kurucu üyeleri ve tüm zamanların başkanlarının, dönemlerine ilişkin görüş ve anekdotları yer alıyor. Türkiye ekonomisi ve sanayisinin gelişmesine kronolojik bir akışla ışık tutan 30. Yıl kitabı, bir “başarı hikayesi” olarak not düşüyor. 30. Yıl kitabı, sektörün ve sanayinin tarihi gelişimini anlatan ilk kitap olma özelliğini taşıyor.

Hinginar: “793 Milyon Dolardan, 21,3 Milyar Dolar İhracata Ulaştık.”

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, kuruluşunun 30’uncu yılına özel olarak hazırladıkları 30. Yıl kitabı ile Türkiye ekonomisine, inşaat sektörüne ve topluma değer sunmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Sektörde yasal boşluklarının düzenlenmesi, standartlarda ve yapılarda kalite bilincinin yerleştirilmesi, ihracat için gerekli altyapı ve uluslararası standartların oluşması ile AB yönetmeliklerinin uygulanması gibi birçok alanda kurum olarak yoğun çaba gösterdiğini ifade eden Fethi Hinginar, sözlerine şöyle devam etti:

1989 yılında 793 milyon dolar olan inşaat malzemesi sanayi ihracatımız bugün 21,3 milyar dolara ile ülkemiz toplam ihracatı içinde yüzde 14 paya ulaşmıştır.  52,3 milyar dolar yurt içi pazar büyüklüğü ve cari açığa yüzde 224 pozitif katkısıyla inşaat malzemesi sanayinin bu büyüklüğe ulaşmasında Türkiye İMSAD, üyeleriyle birlikte bir başarı öyküsüne imza atmıştır. Pazarın 81 lider firması ve alt sektörlerin tamamını kapsayan üye 29 derneğin çatı örgütü olarak Türkiye İMSAD’ın hedefleri, kurucu üyelerinin vizyonundan aldığı güçle bugün çok daha büyüktür. İnanıyorum ki, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli bir lokomotif güç oluşturan Türkiye İMSAD, yeni başarı öykülerine imza atacaktır.

Bakan İdris Güllüce: “Pastayı Büyütmenin Yolu Yurt Dışına Açılmaktır.”

Türkiye İMSAD’ın 30. Yıl kitabı için değerlendirmede bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de, hükümetin 2023 vizyonunda yer aldığı üzere, temel yaşam alanları olan şehirleri; ülkemizin gelişimi, insanların refah düzeyinin artırılması ve küresel rekabete hazır olması için farklı alanlarda ‘marka şehirler’ haline getirmeyi hedeflediklerini belirtti. Bakan İdris Güllüce; “Türkiye bugün gayrimenkul sektöründe dünyanın en iddialı ülkelerinden biri haline gelmiştir. Sektör paydaşları da artık yurt dışına açılmanın yollarını aramalı, kendilerine yeni yol haritaları belirlemelidirler. Gayrimenkul sektörü bugün sahip olduğu tüm tecrübesiyle yurt dışına ihracatını artırabilir. Hükümet, bu kapsamda gayrimenkul sektörünün dışarıya açılması için gereken katkıyı sağlayacaktır.” dedi.

Türkiye İMSAD'ın 30. Yıl kitabı, yaklaşık bir yıllık çalışmanın sonunda hazırlandı. Kitap, sektör temsilcileri ile birlikte ilgili kamu kurumları ile de paylaşıldı.

Türkiye İMSAD tarafından yayınlanan Türk İnşaat Sanayiinin 30. Yıl Kitabı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.imsad.org/yayinlar/30yilinoykusu web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi inşaat malzemesi sanayicileri başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

E-Ticaretin Başarılı Kadınlarının Sayısı Giderek Artıyor!

$
0
0

E-ticarette çok farklı motivasyonlarla kendi hikayelerini yaratan ve başarılı olan kadınların sayısı giderek artıyor. Kimi yepyeni fikirlerle, kimi dünya devlerinin üst yöneticisi olarak sektörde ağırlıklarını giderek daha güçlü koyuyorlar.

Bugüne kadar kadınların internetten alışverişi erkeklere oranla çok daha hızlı benimsediği ve yine tüketici olarak erkeklere oranla çok daha fazla hacim yarattığı konuşuldu. Ancak e-ticarette müşteri olarak gündeme gelen kadınlar, girişimcilik cesaretleriyle de konuşulmayı hak ediyor. Sektörde kadın girişimcilerin sayısı her geçen gün artarken, kadınların özellikle moda, dekorasyon, ev tekstili, kozmetik, bebek ve çocuk giyimi ya da hizmet sektörü üzerine oldukça başarılı işler ortaya koydukları gözleniyor. Aralarında Trendyol'un kurucusu Demet Mutlu ve Evmanya'nın Kurucusu Aslı Gökdere’nin de olduğu girişimci kadınların başarı hikayelerine gelin yakından bakalım:

Kendi İhtiyaçlarından Yola Çıktı

Natali Yeşilbahar / Vitringez.Com

Vitringez.com kurucusu Natali Yeşilbahar, kendi girişimini kurmadan önce uzun yıllar iş hayatında çeşitli girişimlerde bulunmuş bir isim. Üniversitede iletişim eğitimi aldıktan sonra yurtdışında marka, internet, teknoloji gibi konular üzerine kendini geliştiren Yeşilbahar, bu süreçte uluslararası birçok firmada deneyim kazanmış. Xing, Groupon gibi çok sayıda şirkette yöneticilik yaptıktan sonra moda arama motoru Vitringez.com’u kuran Yeşilbahar, girişimini her şeyden önce kendi ihtiyaçlarından ve yakın çevresinin taleplerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği bir hayal olarak tanımlıyor. Online alışveriş kullanıcılarının doğru ürünlerle ve e-ticaret siteleriyle buluşmalarını sağlayan ve bir tür arama motoru olan Vitringez.com, kullanıcıların aradıkları ürüne pratik şekilde ulaşmasına yardımcı oluyor. Sitede, ayakkabıdan tokaya, çantadan ev dekorasyona, çocuk giyimden ev elektroniğine kadar detaylı kategorilerle 11 bin 400 marka ve 170’den fazla e-ticaret sitesi ile 3.2 milyondan fazla ürün sunuluyor. Site, bugüne dek muhtelif girişimci destekleme programlarında öne çıkmayı başardı. Örneğin, Endeavor Türkiye Ofisi, Türk Telekom’un girişimleri hızlandırma programı olan PİLOTT programı, E-fikir yarışması Vitringez.com’u ödüllendiren programlardan bazıları. Site, JCI Türkiye Genç Liderler ve Girişimciler Derneği tarafından düzenlenen The Creative Young Entrepreneur Award (CYE-A) Yaratıcı Genç Girişimci Ödülleri2014’de, birinci seçildi. En son ise, ‘GRE-AT Startup’ yarışmasında ‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’ kategorisinde birinci seçilerek, Birleşik Krallık’ta iş yapmakta olan kişi ve şirketlerle tanışma, fikir alışverişinde bulunma ve danışmanlık hizmeti alma hakkını kazandı.

KOBİ’lerin Markalaşmasına Hizmet Veriyor

Rahşan Tan & Leslie Kandiyoti Mori / İdemama.Com

Rahşan Tan ve Leslie Kandiyoti Mori’nin beraber kurduğu idemama.com yaklaşık 4 yıldır hizmet veriyor. Kuruculardan Rahşan Tan, Marmara Üniversitesi Satış ve Pazarlama Bölümü mezunu. Ortağı Leslie Kandiyoti Mori ise Northvvestern University Ekonomi ve İletişim Bölümleri mezunu. Ortaklar, ajanslarda çalıştıkları yıllarda sadece yüksek bütçeli büyük reklam verenlerin profesyonel tasarım hizmetine ulaşabildiğini ancak KOBİ’lerin markalaşması için hizmet alabilecekleri herhangi bir platformun olmadığını fark ederek bu yola çıktıklarını anlatıyor. Site, tasarım yapmak isteyen profesyonellere kapılarını açarak logo, marka ismi, ambalaj, broşür, kurumsal kimlik, maskot ve web sitesi gibi birçok alanda ulaşılabilir fiyata online tasarım hizmeti veriyor ve özellikle de KOBİ’lerden ilgi görüyor. Şirketler idemama.com’a gelerek ihtiyaçları doğrultusunda bir tasarım yarışması başlatıyor. Yarışmaya ortalama 23 tasarımcı katılıyor ve ortalama 80 tasarım yükleniyor. Firma, kendisine özel hazırlanan onlarca tasarım arasından en beğendiğini seçiyor. Fiyatlar 200 TL ile 2 bin TL arasında değişiyor. Site, şimdiye kadar 5 bin 200’den fazla firmaya markalaşma hizmeti sundu. Tasarımcılara bugüne kadar 4 milyon TL’ye yakın ödeme gerçekleştirdiklerini belirten ortaklar, sadece profesyonel tasarımcılarla çalışmaya özel gösteriyor. Sitenin aylık ziyaretçi rakamı 130 bin, sayfa görüntülenmesi ise 1.5 milyona ulaşıyor.

Esnafla Müşteriyi Buluşturuyor

Başak Taşpınar Değim / Armut.Com

Başak Taşpınar, uzun bir süre Amerika’da yaşadıktan sonra 2010 yılında eşi ve o zaman 8 aylık olan oğlu ile birlikte Türkiye’ye dönme kararı aldı. Taşınma esnasında ihtiyaç duyduğu nakliyat, tamirci, marangozluk gibi hizmetleri iyi yapan kişilere ulaşmanın zorluğunu fark etmesiyle iyi esnafla ihtiyacı olan müşteriyi bir araya getirecek Armut.com‘u kurmaya karar verdi. Taşpınar Değim, zaten bir süredir aklında olan ancak sürekli ertelediği kendi işini kurma fikrini yaşadığı kötü bir deneyimin ardından hayata geçirme kararı aldığını söylüyor. Oğlunun hastanede kaldığı bir gece hayatın oldukça kısa olduğu ve insanın hayallerinin peşinde koşması gerektiğini anlayan Başak Hanım, hemen iş kurma çalışmalarına başlamaya karar veriyor. Site 2014 yılı boyunca her 2 dakikada 1 talep almış. Aktif kullanıcı sayısı 246 bine ulaşan site, 40 bini aşkın hizmet verene sahip. 2014 Endeavor Uluslararası Seçim Paneli’nde 11 ülkeden 30 panelistin yaptığı değerlendirmeler sonucunda, Endeavor Girişimcisi olmaya hak kazanan Armut.com’un kurucusu Başak Taşpınar Değim, ayrıca bu yıl ODTÜ bünyesinde kurulan Genç Girişimciler Topluluğu, Kristal Ağaç Ödülleri kapsamında Yılın Girişimcisiödülüne layık gördü.

16 Ayda 150 Milyon Dolarlık Şirket Yarattı

Demet Mutlu Üçok / Trendyol.Com

Trendyol'un hikayesi 6 yıl önce başladı. Demet Mutlu 29 yaşında İstanbul, Lozan ve Tokyo üçgenindeki profesyonel kariyerine aniden ara verip Harvard’da MBA yapmaya başladı. Bir yıl sonra eğitimini dondurup, 300 bin dolar sermayeyle Trendyol’u kurdu. Yaklaşık 16 ayda değeri 150 milyon dolar olan bir şirket yarattı.

Ev Alışverişini İnternete Taşıdı

Aslı Gökdere / Evmanya.Com

Türkiye'nin ilk ev dekorasyon sitelerinden biri olan evmanya.com hikayesi ise 2009 senesinde başlıyor. Profesyonel iş hayatına devam ederken kendi işini kurmak için araştırmalara başlayan Evmanya.com kurucusu Aslı Gökdere; tedarik zinciri, yazılım alt yapısı, pazarın ihtiyaçları ve fon kaynakları gibi konularda bilgi sahibi olmaya başladı. Zaten ilgi duyduğu bir alan olan dekorasyon kategorisine yoğunlaşma kararı alan Gökdere, girişimine yatırım almak amacıyla çeşitli kurumlarla görüşmeler yaptığını söylüyor. Girişimcileri destekleyen kurumlardan birindeki görüşmesinde "İnternetten ev alışverişi bizim önünü açık gördüğümüz bir alan değil, bence siz de vazgeçin” dendiği için morali bozulan Aslı Gökdere’nin belirttiğine göre, işi değiştirmesini öneren kişi daha sonrasında Evmanya.com’un rakiplerinden birinin yatırımcısı olmuş. Vazgeçmeyen Gökdere, Evmanya'yı Türkiye'nin en çok alışveriş yapılan sitelerinden biri haline getirdi. Mart 2012'de çoğunluk hissesi Doğan Online tarafından satın alınan sitenin Ceo'su hala Aslı Gökdere. Site 2013 yılında teknoloji alanında ABD’nin otoritesi kabul edilen Küresel Medya Kuruluşu Red Herring tarafından, Avrupa’nın En İyi 100 Teknoloji Şirketi’nden biri seçildi.

Sanal Elbise Dolabı Kurdu

Didem Yeni / Giysicini.Com

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’nden mezun olan Didem Yeni, üniversite son sınıftayken ortağı Gökay Borulday ile katıldığı bir iş planı yarışması ile Giysicini fikrini geliştirmeye başladı. Giysicini bir sanal dolap: Kendi giysilerinizin fotoğraflarını yükleyerek ya da uygulama içindeki markaların ürünlerinden seçerek dolabınızı oluşturabiliyorsunuz. İsterseniz kendi giysilerinizle, isterseniz markaların ürünleriyle kombinler yapabiliyor, o gün giydiğiniz giysilerin fotoğrafını ekleyebiliyorsunuz. Siz uygulamayı kullanmaya devam ettikçe hangi tarzda giysileri tercih ettiğinizle ilgili profil oluşuyor. Amaç, siz alışverişteyken dolabınıza uygun ürünler önerebilmek ve markaları doğru hedef kitlesiyle buluşturabilmek. Giysicini, Kaan Boyner ve Önder Öztarhan gibi melek yatırımcılardan 2012 yılında 170 bin TL yatırım aldı. Site, bir sene sonra birkaç özelliği daha test etmek amacıyla 60 bin TL’lik bir tur daha aldı. Kullanıcı sayısı 60 bini geçen, şimdiye kadar yaklaşık 55 bin kombin yapılan sitede kullanıcılar dolaplarına 87 binden fazla ürün ekledi. Site aylık olarak yaklaşık 120 bin trafik alıyor.

Limango'nun Başarılı Olmasıyla Kendi Projelerini Yaptı

Gülfem Toygar / Gittigidiyor.Com

Gülfem Toygar, Koç Lisesi’ni bitirdikten sonra üniversite eğitimi için Viyana’ya gitti. 1996 yılında Webster Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve İşletme Bölümlerinde çift anadal yaptı ve Türkiye’ye döndü. 1999 yılının sonuna kadar Enter bilgisayarda servis ekibini yöneten Toygar, 2000 yılının başında E-store’un genel müdürü oldu ve 2006 yılında en büyük hissesini Çukurova grubunun aldığı şirkette 2008 yılına kadar çalıştı. 2009 yılında Alman perakende devi Otto Group’a ait özel alışveriş sitesi limango’yu Türkiye tüketicisi ile buluşturdu. Otto Group Türkiye’nin başında olan Toygar, limango’nun kısa sürede yakaladığı büyük başarıyla, son olarak 2012 yılında Ogli e-Solutions Platform ve arabulvar.com projelerini hayata geçirdi. Evli ve 7 yaşında bir kızı olan Toygar şimdi eBay’in Türkiye iştiraki GittiGidiyor’un genel müdürlüğünü yapıyor.

Dünya kaynaklı haberimizi e-ticaret sektöründe faal girişimci ve girişimci adayı kadın okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

“Usta-Çırak” Geleneğini Canlandırdı, En İyi Fikir Ödülü Aldı!

$
0
0

Hızla büyüyen ve 2023 yılında 70 milyar liralık ciro büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen perakende sektörünün en önemli sorunlarından biri olan kalifiye eleman sorununa kalıcı çözüm Altunbilekler Marketler Zinciri’nden geldi.

Altunbilekler, kalifiye elaman sorununu çözmek amacıyla geliştirdiği “Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi” ile markette ‘Usta-Çırak’ geleneğini canlandırdı. Böylece çalışanlarına kariyer fırsatı da sunan Altunbilekler, hayata geçirdiği bu projeyle perakende sektöründe verilen “En İyi Fikir Ödülü”nü aldı.

Daha iyisi için” sloganıyla yeni bir dönem başlatan Altunbilekler, çalışanlarıyla da fark yaratıyor. Çalışanları için Akademi kuran Altunbilekler, son olarak hizmet içi eğitimi de içeren “Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi” ile ‘geçici bir iş’ olarak görülen Perakende sektöründe çalışanlarına kariyer yolunu açtı.

Usta-çırak” geleneğini modern mağazalarına taşıyan projesi Altunbilekler Marketler Zinciri’ne Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen Yerel Zincirler Buluşması’nda (YZB), En İyi İnsan Kaynakları alanındaPerakendenin En İyi Fikirleri (PEF) Ödülünü getirdi.

Proje kapsamında yetkin çalışanın nasıl olması gerektiğine ilişkin kriterler belirlenirken çalışanların görüşleri de dikkate alındı. Projenin uygulama aşamasında 5 mağaza müdürü ve her bölgeden 6 personel olmak üzere 30 kişilik bir kültür takımı oluşturuldu. İlk etapta marketteki her reyon için ayrı ayrı beyin fırtınası seansları gerçekleştirildi. Seanslarda çalışanlar ve yöneticilerle ürün hizmet sunumunun nasıl olması gerektiği, satış sırasında nelere dikkat edilmesi gerektiği, müşterinin beklentileri, mesleğin zor yönlerinin neler olduğu gibi pek çok konu gözden geçirildi. Toplanan bilgiler eğitim materyallerine çevrilerek CD’ler ve kitapçıklar halinde mağaza müdürlerine dağıtıldı. Projenin sonuçlarının değerlendirilebilmesi için de bir performans değerlendirme sistemi oluşturuldu. Projenin uygulanmasıyla şu sonuçlar elde edildi;

Mağaza müdürleri ve çalışanlar arasında etkin iletişim sağlanırken mağaza yöneticilerinin, aynı zamanda birer eğitimci olmaları gerekliliği içselleştirdi. Mağaza süreçleri ve ürün plan programlarında standardizasyon, mağaza operasyonel süreçlerinin daha etkin yönetilmesi sağlandı. Çalışanların ürün bilgisine hakimiyeti arttı ve hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti arttırıldı. Çalışanların ihtiyaçları belirlendi ve organizasyonun ödül ve ceza sistemine ilişkin yeni veriler elde edildi. Ast-üst ilişkileri geliştirilirken, çalışanların kendilerini geliştirmelerinin ve kariyer hedefleri oluşturmalarının önü açıldı. Çalışanların iş motivasyonlarına olumlu katkıda bulunan projeyle kariyer planlama, terfi, nakil ve üstün başarılı gibi durumların değerlendirilebilmesi için veriler elde edildi.

Proje kapsamında, mağaza müdürlerinin sorumluluğunda 8 ay devam eden eğitimlerin yanı sıra yılda 4 kez de performans değerlendirme sistemi uygulanıyor.

“Çalışanına Yatırım Yapmayan Ayakta Kalamaz”

Altunbilekler Akademi’nin kuruculuğunu üstlenen ve Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi’ni bizzat yürüten Altunbilekler İnsan Kaynakları, İş Geliştirme ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Öznur Altunbilek, çalışanlarına yatırım yapmayı ilke edindiklerini söyledi.

Türkiye’nin 3. büyük sektörlerinden biri olan perakende sektöründe artan rekabet ortamının firmaları “farklı olmaya” ittiğini vurgulayan Öznur Altunbilek; “İşini doğru yapmayan, geliştirmeyen, yenilemeyen, çalışanına yatırım yapmayan perakendecilerin gelecekte ayakta kalmaları mümkün olmayacaktır” dedi. Altunbilekler Akademi’nin ve ödüllü projelerinin tüm perakende sektörüne faydalı olacağına inandığını ifade edenÖznur Altunbilek, şunları kaydetti:

Modern çağın ihtiyaçlarına ve hızına ayak uydurabilmek için teknolojik altyapı önemli. Ama teknolojiyi kullanan insan unsuru daha da önemli… Bugün sektörün en önemli problemi işimizin bir meslek olarak görülmemesidir ki bu da sektörde bir eksikliktir. Yarın da sektördeki yerimizi korumak istiyorsak çalışanımıza yatırım yapmalıyız. Çalışanına yatırım yapmayan, onları geliştirmeyen şirketler sektörde yerlerini yitireceklerdir. Sabah mağazayı açan, müşteriyi karşılayan, müşteriyi uğurlayan çalışanlarımızdır ve Altunbilekler olarak farklılığımızı çalışanlarımızla yaratma gayretindeyiz. Bu farklılığı ve farkındalığı kazandırmak için Akademi ile çalışanlarımızı sürekli geliştiriyor ve eğitiyoruz. Altunbilekler Akademi’de yöneticiler ve mağaza müdürleri eğitilirken, çalışanların eğitimleri ise mağaza müdürleri tarafından sahada veriliyor.

Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesini perakende sektöründeki kalifiye eleman azlığı, perakendeciliğin bir meslek olarak algılanmaması ve çalışan sirkülasyonu gibi sorunların çözümü amacıyla geliştirdik. 2 milyonu aşkın kişinin istihdam edildiği perakende sektörünün bugün geldiği noktada insan kaynakları açısından yetersiz kalmasından hareketle geliştirilen proje ile sadece çalışanların eğitimi değil kariyer planlama, terfi, nakil gibi profesyonel insan kaynakları uygulamalarının da sektöre entegre edilmesi amaçlandı. Personel sayısının fazlalığı nedeniyle projede geleneksel “usta-çırak” modeli yeniden canlandırıldı. Bu projede bu konuya ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. Projenin sadece Altunbilekler’e değil tüm perakende sektörüne faydalı olmasını diliyorum.

Haberimizi perakende sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

5 Yaşında Madenci Kıyafeti Tasarladı, Türkiye'nin En Genç Girişimcisi Oldu!

$
0
0

İstanbul’da, henüz 5 yaşında olmasına rağmen dört haftada okuma-yazma öğrenen Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma faciasından etkilenerek "madenci kıyafeti" tasarladı.

Dahi seviyesindeki hem zekasıyla hem de tasarımı ile şaşırtan küçük çocuk yaşam odalarına eş değer biçimde tasarladığı projesiyle Türkiye’de bir ilke imza atarak 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı. Küçük dahinin, “Soma’da madenciler ölmesin çocuklar babasız kalmasın” çağrısına da Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield kulak verdi.

Küçük dahi Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma’da 301 cana mezar olan faciadan etkilenerek boyundan büyük işlere kalkıştı. Facianın Türkiye geneline yayılan acı fotoğrafından etkilenen küçük çocuk dahi seviyesindeki zekasıyla ekmeğini kara elmastan çıkaran madenciler için umut niteliğinde bir proje geliştirdi. 5 bin başvurunun içinde“Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazanan küçük çocuğun projesi Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield’dan da tam not aldı.

Türkiye'de Bir İlki Gerçekleştirdi

İstanbul’dan Soma’ya uzanan projenin tamamlanma sürecindeki izlenen yol hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Fizik Öğretmeni Gökhan Aldemir, “Evde gerçekleştirdiği çizimlerini inceledik ardından da çeşitli akademisyenlere de yönlendirdik. Onların da onayını alarak Türkiye genelinde her yıl düzenlenen “Bir Fikrin mi Var?” yarışmasına katılmasını sağladık. 5 bin başvuruda ilk 5’e kaldı ve ardından da birincilik ödülünü kazandı. Ahmet Yiğit 5 yaşında okuma yazma bilmiyordu ve sırf bu proje için okuma yazmayı kendi kendine öğrendi ve ilk okuduğu kitabı da fizikti. Onun içinde kocaman bir bilim adamı yatıyor. Çünkü o 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı” dedi.

Nasıl Bir Kıyafet?

Madencilerin olası bir faciada hayatta kalmalarını sağlayacağı öngörülen kıyafetin tasarım özelliklerini anlatan Aldemir şunları söyledi: “Bu elbise yaşam odalarının giysi versiyonu. Herhangi bir facia sırasında üzerindeki kask ile oksijen sağlıyor. Üzerindeki elektronik devreler ve çipler ile sinyal gönderiyor genel merkeze. Ayrıca üzerindeki kamera ile GPS sayesinde takip sistemi sağlıyor. Arkasında bulunan oksijen tankı ortalama olarak bir madencinin 2,5 saat rahat nefes alışverişini sağlayacak. Raylardaki borular sayesinde de oksijen takviyesi yapılabilecek. Bu giysi 2 bin , 2 bin 500 TL değerinde bir maliyet ile üretilebiliyor. Yaşam odaları ile kıyaslandığında ciddi bir avantajlar sağlıyor.”

Geleceğin Bilimadamını Ailesi Anlattı

5 yaşında olmasına rağmen gelecek yıllarda bilim dünyasına büyük umutlar vaat eden oğullarının birinciliği göğüsleyen projesinin bir gece yarısı yapılan karalama çizimle ortaya çıktığını anlatan Baba Sinan Başoğlu, “Ahmet Yiğit sosyal olaylar karşısında araştırmacı ve sorgulayan birisi. Çok fazla bununla ilgili o dönemlerde haber de izledi. Muhtemelen oradaki çocukların ve ana - babaların gözyaşlarından etkilenerek bir gece yarısı bazı çizimler yaptığını ve projesinin olduğunu söyledi. Ahmet ara ara geceleri uyanır ve çeşitli çizimler yaparak tekrar uyuyan bir çocuk. Gün geçtikçe de ihtiyaçlar doğrultusunda projesine eklemeler yaptı. Daha sonra biz bu projesini öğretmenleri ile paylaştık. Ahmet Yiğit enteresan bir çocuk. Okuma yazmayı da kendi kendine öğrendi. 5 yaşında ama dahi seviyesinde bir zekası var. Henüz çocuk ama birçok insandan farklı düşüncesine sahip. Etrafta da bunu çok fazla hissettirmemeye çalışıyoruz. Çünkü o bunların hepsini oyun mantığı içerisinde gerçekleştiriyor. Çünkü biz ona böyle bir amaç yüklersek çocukluğunu yaşayamayacak. O açıdan çevremizde de sürekli takdirle karşılanıyor” diye konuştu.

Ders Niteliğindeki Sözler

Gerçekleştirdiği tasarımla madencilik sektöründen de tam not alan Ahmet Yiğit Başoğlu, Boğazhisar Eğitim Kurumları'nda anaokulu öğrencisi. Küçük çocuk bilim dünyasını şaşırtan, iş dünyasında Türkiye’de bir ilk gerçekleştiren ve madencilik sektöründen de tam not alan projesini gerçekleştirmedeki amacını ise ders niteliğindeki şu sözler ile anlattı:“Türkiye’de 190 bin maden işçisi var. Madenciler ölmesin diye bunu çizdim. Soma’da madenciler ölüyor çocuklar gözyaşı döküyor diye yaptım.”

Duyarlı kişiliği ile hepimize büyük dersler veren "Küçük girişimcimiz" Ahmet Yiğit Başoğlu'nu Girişim Haber olarak tebrik ediyor, ilerleyen yaşamında da kendisine başarılar diliyoruz.

www.iha.com.tr kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

ABD’nin Kendi Servetini Kazanan En İyi 50 İş Kadını Listesinde Bir Türk!

$
0
0

Dünyaca ünlü Forbes dergisinin hazırladığı “Amerika’nın Servetini Yaratan 50 Kadın” listesinde ilk defa bir "Türk" yer aldı.

Dünyaca ünlü Forbes dergisinin hazırladığı “Amerika’nın Servetini Yaratan 50 Kadın” listesinde, eşi Fatih Özmen’le birlikte Sierra Nevada Havacılıkşirketini kuran Eren Özmen de yer aldı.

SNC şirketinin Başkanı Eren Özmen, 900 milyon dolarla Forbes dergisinin oluşturduğu ve ABD’de kendi servetini yaratan 50 başarılı kadının yer aldığı listedeki tek Türk isim oldu.

Özmen Çifti, Türkiye’nin 'Milli Uçak' Projesinin de Ortaklarından

Özmen, 900 milyon dolarlık servetiyle listenin 19. sırasında bulunurken, sıralamada birincilik, 4.5 milyar dolarlık servetin sahibi olan 31 yaşındaki Elizabeth Holmes’a ait.

Derginin 15 Haziran’da çıkacak sayısında yer alan sıralama, ABD’nin kendi servetini kendisi yaratan 50 başarılı iş kadınını biraraya getirdi.

Liste, Amerikalı veya uzun süredir Amerika’da yaşayan, servetlerini miras ya da aileleri yoluyla edinmeyip tamamen kendisi yaratmış kadınlar seçilerek oluşturulmuş.

Amerika merkezli Sierra Nevada Havacılık şirketinin sahibi olan ve şirketi eşi Fatih Özmen’le birlikte kuran Eren Özmen, listeye giren tek Türk oldu. 900 milyon dolarlık servetiyle listenin 19. sırasında yer alan Özmen, aynı zamanda Sierra Nevada Corporation’ın (SNC) başkanlığını yürütüyor.

Nevada Üniversitesi’nde İş İdaresi konusunda masteri bulunan ve söz konusu şirkette işe başlayan Eren Özmen, eşiyle birlikte çalıştıkları SNC’yi 1994 yılında satın almış. Devraldıkları şirketi daha da büyüten ve ABD’nin 18 eyaletinin yanı sıra Avrupa’da da organize olan Özmen çifti, personel sayılarını da 20’den 3 bine ulaştırdı.

Sierra Nevada Corporation hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizwww.sncorp.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

NTV kaynaklıHaberimizi  tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


İlk Kez Bir Türk Girişimi Ecommerce Europe'a Katıldı!

$
0
0

Avrupa’nın önde gelen e-ticaret firmaları ve e-ticaret derneklerininüye olduğu Ecommerce Europe, Türk firmasıyla bir ilki gerçekleştirdi.

Avrupa Birliği bünyesinde yer alan ve e-ticaret sektörünün her yönü ile gelişimine odaklanarak çözümler üreten Ecommerce Europe bir ilki gerçekleştirdi ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler haricinde üye olarak kabul edilen ilk ve tek Türk firmasıSefamerve oldu. Muhafazakâr giyimin en çok tercih edilen markası olan Sefamerve, resmi üyesi olduğu Ecommerce Europe ile Avrupa’daki ticaret hacmini geliştirmeyi hedefliyor.

Merkezi Brüksel’de bulunan ve Avrupa’da e-ticaret firmalarının ortak sesi olarak tanımlanan Ecommerce Europe’un sahip olduğu önemli rollere değinen Sefamerve Yönetim Kurulu Başkanı  Mehmet Metin Okur, güçlü markalar arasında bir Türk markasının yer almasının önemine değindi. Okur“Sefamerve olarak Ecommerce Europe’ta yer almamız Türkiye’nin e-ticaret sektörünü temsilen, Avrupa Birliği ülkelerinin bünyesinde oluşturulan ortak e-lojistik, e- ödeme ve e-regülasyon platformlarında yer alıp, söz sahibi olabilmemizi sağlayacak. Bir Türk şirketi olarak böylesine önemli bir rolde olmaktan son derece mutluyuz. Üstlendiğimiz görevin hem sektörel işbirliği hem de kalkınma açısından Türk ve Avrupa pazarları arasında önemli bir köprü teşkil edeceğine inanıyorum.” açıklamasını yaptı.

Sefamerve'nin e-ticaret sitesini incelemek isteyen okurlarımız www.sefamerve.com web adresini ziyaret edebilirler. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

5G Teknolojisinde Türk Bilim İnsanlarının Global Başarısı!

$
0
0

Tolga Dinç ve Samet Zihir isimli iki genç araştırmacı 5G ve ötesindeki kablosuz iletişim teknolojileri alanında fonksiyonellik ve güç özellikleri ile ulaşılabilecek en yüksek performansa sahip devreleri geliştirdiler.

Tolga Dinç ve Samet Zihir’in geliştirdiği bu devreler, günümüzdeki en yüksek mobil iletişim standardı 4G/LTE'nin bir sonraki adımı olan 5G teknolojisinin çalışma frekansı olacağı tahmin edilen 60GHz'de çalışmakta. Bu yüksek frekans 5G standardı ile HD kalitesindeki videoları bir saniye içinde cep telefonumuza indirebileceğiz. Ayrıca bu teknoloji ile günümüzde kullanılan çok yüksek maliyete sahip sistemler çok daha ucuz ve yüksek performanslı sistemler ile değiştirilebilecek.

Sabancı Üniversitesi Elekronik Mühendisliği mezunu araştırmacılar üzerinde çalıştıkları projeleri ile Amerika’da bu alandaki dünyanın en prestijli bilimsel konferansları olan ve Mikrodalga ve Radyo Frekansı (RF) ve milimetrik dalga entegre devreler alanındaki gelişmelerin duyurulduğu (IEEE International Microwave Symposium (IMS) /IEEE Radio Frequency Integrated Circuits (RFIC)) Radyo Frekansı Entegre Devreler Sempozyum’larında üstün başarı ödüllerini de kazandılar.

5G Teknolojisinde Çığır Açan Çalışma

Benzer frekans ve alanda birçok araştırma yapılmakta ve her grup veya kuruluş elde ettiği en yüksek değerleri duyurmakta. Samet Zihir bu alanda ulaşılabilecek en fonksiyonellikte/yoğunlukta ve en yüksek güce sahip devreyi tasarladı. Bu çalışma ile silikon teknolojisiyle tasarlanabilecek sistem büyüklüğünün ve kompleksitesinin ulaşabileceği boyutlar tüm dünyaya gösterilmiş oldu.

Tolga Dinç ise dünyanın aynı frekansta aynı anda veri alıp gönderebilen ilk çipini tasarladı. Kablosuz iletişim ders kitapları aynı anda aynı frekansta veri göndermenin imkansız olduğunu yazar. Son bir kaç yıldaki araştırmalar her ne kadar bunun mümkün olduğunu gösterse de şu ana kadar bunu başarabilen bir çip 3G/4G/LTE frekanslarında bile tasarlanamamıştı.

Şu anda Columbia University’de doktorasına devam eden Tolga Dinç ve University of California-San Diego’da doktorasına devam eden Samet Zihir, lisans ve yüksek lisans eğitimlerinde Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Yaşar Gürbüz’ün kurucusu olduğu Mikroelektronik Grubu’nda da araştırma çalışmalarını yürütmüşler.

Genç Araştırmacılar Tolga Dinç ve Samet Zihir anlatıyor:

Sabancı Üniversitesi Elekronik Mühendisliği mezunu Tolga Dinç:

"2020 yılına kadar 5G teknolojisinde kablosuz teknoloji kapasitesi ihtiyacı 1000 katına çıkacak. Son yıllardaki verilere göre özellikle multimedia uygumalarının akıllı telefonlarda ve tabletlerde yaygın kullanımı dolayısıyla kablosuz veri trafiği ve kapasiteye olan ihtiyaç her yıl 2 katına çıkmakta. Bu 2010 yılından 2020 yılına kadar, yani 4G teknolojisinden gelecek olan 5G teknolojisine kadar, kablosuz teknoloji kapasitesine olan ihtiyacın 1000 katına çıkması demek. Ayrıca daha hızlı erişime olan istek 2020'de de bitmeyecek ve her geçen yıl katlanarak devam edecek. Telekomünikasyon sektörü için bu çözülmesi gereken çok büyük bir sorun ki bunlar “grand challenge” ya da “1000 X challenge” diye isimlendiriliyor. Kapasiteyi arttırmak için hali hazırda kullanılan teknikler doygunluk noktasına ulaştığı için wireless iletişim sektöründe devrim olarak niteleyebileceğimiz yeni yöntemlerin geliştirilrmesi gerekiyor. Wireless iletişim sektöründeki bu büyük soruna çözüm olabilecek, alışılmışın dışında teknikler ve sistemler geliştirmek için çalışıyoruz."

Sabancı Üniversitesi Elekronik Mühendisliği mezunu Samet Zihir:

"Projemiz 3-4 yıl içerisinde milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojilere katkı sağlayacak. İnsanoğlunun daha hızlı iletişime olan isteği hiç bitmiyor ve bitmeyecek. Projemizin asıl hedef bir sonraki jenerasyon cep telefonu ve baz istasyonları için kullanılması olacak. 3-4 yıl içerisinde projemizin milyonlarca insanın cebinde ve evinde kullanacağı teknolojiye bir katkısı olmasını bekliyoruz. Ayrıca devreleri tasarlarken geliştirdiğimiz tekniklerin otomotiv ve savunma sektörüne de katkısı olacağını söyleyebiliriz. Ödüllerden sonra çok güzel geri dönüşler aldık. Bir çok mobil iletişim şirketi bizimle işbirliği fırsatları için iletişime geçti."

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yerli Bozankaya, Avrupa'nın En İyi Şirketlerinden Biri Seçildi!

$
0
0

Raylı sistemler ve toplu taşımacılık alanında yatırımlarına hızla devam eden Bozankaya, dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan Frost & Sullivan tarafından “2015 Avrupa’da Yılın Şirketi” seçildi. Türkiye’deki ilk yerli Trambüs, yerli tramvay ve elektrikli otobüs üreticisi olarak Avrupa’da yılın şirketi seçilen Bozankaya’nın ödülünü, Londra’da düzenlenen törende Bozankaya Genel Müdürü Aytunç Günay aldı.

Bozankaya, toplu taşımacılık alanındaki eksiklikleri işaret ederek gideren araçları ile dünyanın en büyük araştırma ve danışmanlık gruplarından biri olan Frost & Sullivan tarafından verilen“2015 Avrupa’da Yılın Şirketi Ödülü”nün sahibi oldu. Böylece Bozankaya’nın Malatya ve Kayseri Büyükşehir Belediyeleri için yürüttüğü iki önemli ulaşım projesi Avrupa’da ödüllendirilmiş oldu. Bozankaya’nın Avrupa’da yılın şirketi seçilmesi uluslararası platformda da dikkatleri Bozankayaüretimi olan araçlar üzerine çekti.

Frost & Sullivan, her yıl alanında büyüme stratejileri ve uygulamaları açısından gelişim gösteren ve inovatif çözümler sunan dünya çapındaki şirketlere bu özel ödülleri sunuyor. Bu yıl da Bozankaya, toplu taşımacılık alanında pek çok ilklere imza atan raylı sistem ve toplu taşıma araçları ile sektör analistleri tarafından Avrupa’da en iyi uygulamalar arasından seçilerek yılın şirketi olarak ödüllendirildi.

Bozankaya Genel Müdürü Aytunç Günayödül töreninde yaptığı açıklamada; “Bozankaya olarak toplu taşımacılık alanında en inovatif araçları üretmek üzere çalışıyoruz. Türkiye’de ilk yerli trambüsün üretimini gerçekleştirdik. İlk yerli yüzde 100 alçak tabanlı tramvay projemiz hazır ve 2016 yılı başında bu araçlar Kayseri’de hizmet vermeye başlayacak. Otomotiv sektörünün geleceğinin elektrikli motorlarda olacağı öngörüsüyle hareket ederek Türkiye’de elektrikli otobüs üretiminde öncü üreticilerden biri olduk. Tüm bu araçlarımız, sadece yerel yönetimler tarafından değil uluslararası platformda da büyük ilgi görüyor. Birçok ülkenin ulaşım heyetleri araçlarımız ile ilgileniyor. Tüm yatırımlarımızın ve sıkı çalışmalarımızın sonunda gördüğümüz ilgi ve aldığımız ödüller bizim için gurur kaynağı oluyor.“ dedi.

İlk Yerli Trambüs ve Yüzde 100 Alçak Tabanlı Tramvay

Bozankaya, ilk yerli yüzde 100 alçak tabanlı Tramvay ve Trambüs projelerini hayata geçirdi. 10 adet yerli Trambüs aracını Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne teslim eden Bozankaya, yine 2014 yılında tamamıyla Türk mühendislerden oluşan bir ekip ile ilk yerli yüzde 100 alçak tabanlı tramvay tasarımını tamamladı.

Yürütülen Ar-Ge çalışmaları sayesinde, 33 metre uzunluğunda, çift taraflı sürüş özelliğine sahip ve 5 modülden oluşan yüzde 100 alçak tabanlı tramvay aracının üretimine başlandı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi için üretilen ve ilk 30 adedi 2016 yılında teslim edilecek olan bu tramvaylar, uluslararası standartlara uygun şekilde şehirlerin ulaşım problemlerine çözüm oluyor.

Bozankaya, yine Türkiye’nin ilklerini temsil eden elektrikli otobüsü E-Bus’ı da 2014 yılı sonunda uluslararası arenada tanıttı. Pek çok ülkeden büyük talep alan Bozankaya E-Bus, 300 km yol gitmesine olanak sağlayan Bozankaya'nın 200 kWh kapasiteli (SCL) batarya sistemi ile çalışıyor.

Frost & Sullivan Araştırma Analisti Krishna Achuthan konuyla ilgili açıklamasında; "Bozankaya, fizibilite çalışmaları ile Ar-Ge ve üretimde önemli yatırımlar yaparak, şehir içi toplu taşımacılık alanında gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda stratejilerini yönetiyor," diyerek gözlemlerini paylaştı. "Türkiye ve Almanya’da bulunan üretim ve Ar-Ge merkezleri ile Bozankaya, inovatif araçlarını düşük maliyetler sunarak ideal sürede geliştirip üretebiliyor.” dedi.

Bozankaya hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bozankaya.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türk Ekonomist Acemoğlu, Dünyanın En Önemli Ekonomisti Seçildi!

$
0
0

Ekonomi alanındaki araştırmaların yayınlandığı “RePEc” (Research Papers in Economics) platformu, dünya çapındaki en önemli ekonomistleri içeren bir liste hazırladı. Akademik platforma üye 2 bin 223 ekonomistin değerlendirmeye alındığı listede, Profesör Daron Acemoğlu, ilk sırada yer aldı.

Milliyet Gazetesi'nin haberine göre Massachussets Teknoloji Enstitüsü’nde ekonomi profesörü olan Acemoğlu’nu, Harward Üniversitesi’nden Andre Shleifer, Chicago Üniversitesi’nden James J. Heckman ve Harvard Üniversitesi’nden Robert Barro izledi. Listede, Amerikan Merkez Bankası’nın eski başkanı Ben Bernanke ise 25’inci sırada yer aldı. RePec’in listesindeki değerlendirmeler, 10 yılda yapılan akademik çalışmalar, alıntılar ve popülerlik gibi unsurlard göz önünde bulundurularak yapılıyor.

Nobele Layık

İstanbul doğumlu Acemoğlu, Galatasaray Lisesi’nden okuduktan sonra eğitimine yurtdışında devam etmişti. Acemoğlu, daha önce de RePEc listesinde, dünyanın en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomisti arasında yer almıştı.

James Robinson ile birlikte yazdığı “Ulusların Düşüşü” adlı Kitap ses getirirken, Acemoğlu’nun Nobel Ekonomi Ödülü almasına da kesin gözüyle bakılıyor. Yakın zamanda Bilkent Üniversitesi’nin “fahri doktora”ünvanına layık gördüğü Acemoğlu, ayrıca 2013’te “T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”nü almıştı.

Daron Acemoğlu Kimdir?

1967 yılında İstanbul’da doğan Acemoğlu, 1986’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. İngiltere’deki York Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra London School of Economics’ten yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. 1993’ten bu yana dünyanın en prestijli üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) akademisyen kadrosunda olan Acemoğlu, 2000 yılında profesörlüğe yükseldi. Halen üniversitenin Charles P.Kindleberger Uygulamalı Ekonomi Bölümü’nde görevli. Özellikle gelir ve ücret eşitsizliği çalışmalarıyla ABD’de adını duyuran Acemoğlu’nun ilgilendiği konular arasında siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme de yer alıyor. Acemoğlu'nun James Robinson ile birlikte yazdığı "Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri" kitabı akademi dünyasında büyük yankı bulmuştu. 57 ülkede yüzden fazla gönüllüsü bulunan IDEAS/RePec isimli ekonomik araştırma kurumuna göre Daron Acemoğlu, dünyada referans gösterilen ilk 10 ekonomist arasında yer alıyor. Acemoğlu, yedinci sırada yer aldığı listede FED Başkanı Ben Bernanke, Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Profesör Paul Krugman, Eski IMF direktörü Oliver Blanchard ve Nobel Ekonomi Ödüllü Edward Prescott gibi isimleri de geride bıraktı.

Milliyet kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

MUDO Dünya Perakende Ödülleri'nde Finale Kalan Tek Türk Marka Oldu!

$
0
0

Türkiye’de hazır giyim, mobilya ve ev dekorasyonu perakendeciliğinin öncü şirketi Mudo, perakende sektörünün uluslararası alanda en prestijli ödülü 2015 World Retail Awards / Dünya Perakende Ödülleri’nde finale kalan tek Türk marka olarak büyük bir başarıya imza attı.

“Yılın e-Ticaret Perakende Şirketi” Kategorisinde Dünya Markaları ile Yarışıyor

Uluslararası arenada büyük ses getiren ve mükemmelliğin karşılaştırılmasını ortaya koymak üzere tasarlanan Dünya Perakende Ödülleri, sektöre yön ve ilham veren markaları ödüllendiriyor. Avustralya’dan Amerika’ya tüm dünyada perakende profesyonelleri tarafından sektörün en prestijli ödülü kabul edilen “Dünya Perakende Ödülleri”nde Mudo, “Yılın e-Ticaret Perakende Şirketi” kategorisinde finale kaldı.

Online satış kanalı Mudo.com.tr, dünya çapında iki ödül kazanan “Mudo Mobil” uygulaması, dijital dergi “Mudo Look”, “Mudo Blog” ve ödüllü sosyal medya çalışmaları gibi pek çok farklı satış ve pazarlama kanalı yaratan Mudo; “Yılın e-Ticaret Perakende Şirketi” kategorisinde dünyanın en büyük perakendecileri ile yarışıyor.

2015 World Retail Awards / Dünya Perakende Ödülleri, 10 Eylül'de Sahiplerini Bulacak

Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Taviloğlu,“Uluslararası arenada dünyanın en iyileri ile bir arada anılmaktan ve Türkiye’yi bu platformda temsil etmekten gurur duyuyoruz. 50 yıllık köklü bir marka olarak dijital çağın gelişme ve teknolojilerini tüketicilerimize sunmakta hızlı ve yenilikçiyiz. Tüketicimizle kurduğumuz empatinin sonucu olarak elde ettiğimiz başarılar, sadece ülkemizde değil, global anlamda da sektörümüzün sınırlarını zorladığımızın bir göstergesidir.” dedi.

Mudo Yürütme Kurulu Başkanı ve CEO’su Barış Karakullukçu ise, bu gelişmelerin çok çalışmalarının bir mükâfatı ve başarılarının en güzel kanıtı olduğunu söyleyerek“En iyi bildiğimiz işi her gün daha iyi yapmak için çalışıyor ve yeni nesil müşteriler için yeni nesil bir alışveriş deneyimi tasarlıyoruz. Dünya devleriyle bir arada anılmak bizim için büyük bir onur. Çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve müşterilerimizle bu heyecanı paylaşıyor olmaktan çok mutluyuz.” dedi.

Dünya Perakende Ödülleri'nde büyük bir başarıya imza atarak ülkemizi temsil eden tek türk markamız Mudo hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.mudo.com.tr web adresini ziyaret edebilir, Dünya Perakende Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek için ise www.worldretailawards.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi perakende sektöründe faaliyet gösteren girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 248 articles
Browse latest View live